Büyükşehir Yasası ile , neredeyse yüzyıl önce kazandığın il merkezi olma niteliğini yitirdiğini biliyorsun değil mi Sevgili Ordu?
Artık sen bir ilçesin. Seni vali değil, kaymakam yönetecek…
Anadolu’nun herhangi bir ilçesiyle aynı yasal statüye indirgendiğinin farkındasın değil mi?
105
yıl önce, 1908’de il olmak için başvuruda bulunmuştun, olmamıştı.
1909’da bir kurul yüzlerce imzalık dilekçeyle hükümete başvurmuştu,
olmamıştı. Ertesi yıl yeniden denemiştin de bu kez Giresunlular da ayağa
kalkınca olmamıştı. Sonra mutasarrıflık yapılarak durum idare
edilmişti.
Birkaç yıl
sonra, 1921’de, ülke ateş çemberi içindeyken, Kurtuluş Savaşı’nın en
kritik günleri sürerken, ülkeyi bağımsızlığa kavuşturacak olan 1.
TBMM, Ordu’yu il, seni de bu ilin merkez ilçesi yapmıştı. Buna karşı
çıkan komşu vilayetler, isyan eden ilçeler vardı. “Ordu olsa olsa ilçe
olabilir” demişlerdi.
Cumhuriyetin
bir vilayeti olmayı hak etmek için ne çok çabaladığını biliyoruz
Sevgili Ordu. Geçmişten gelen özgün tarihsel ve kültürel altyapını iyi
kullanarak, 20. yüzyılı uygar bir kent olarak tamamladın; basının,
festivallerin, tiyatroların, eğitim ve kültür kuruluşlarınla, bir ilin
merkezi olmaya yakışır bir yüzyıl geçirdin.Bunun için nice yönetici,
nice kurum, kuruluş emek harcadı; nice kültür ve sanat adamı ter
akıttı. Hepsini sevgiyle bağrına bastın.
Şimdi, hiç bunlar yaşanmamış gibi, 100 yıl öncesine, geçen yüz yılın başlarına döndüğünün farkındasın değil mi Ordu?
Adını da yitirdiğini biliyorsun değil mi?
Sen
ki Türkçenin tarihinden gelen ışıltılı bir sözcüğü ad olarak
taşımıştın kimliğinde. Yüzyıllardır hem de… Bütün dünya senin adını
anınca Kotyora’yı da Eskipazar’ı da Bayramlu’yu da anımsıyordu; bütün
tarihi kapsıyordu adın. Kimse koymamıştı bu adı sana, dumanlı dağlarının
yamaçlarında, derin ve yeşil vadilerinin içinde, ormanlarla kaplı
yaylalarında yaşayanlar kendiliğinden vermişti bu adı; senin coğrafyanı
severek yurt edinen Türkler vermişti bu adı. Ne yasayla ne zorla;
kendiliğinden…
Bir
özelliği daha var senin adının; bütün Karadeniz sahilinde Türklerin
verdiği ve Türkçe olan tek addır Ordu. Her şeyi politik argümanlarla
açıklamaya çalışan ama tarihten habersiz olanlar bunu nereden bilsin!
Tarihin
derinliklerinden gelen adını, birkaç saat içinde bir yasayla
değiştirerek birkaç politikacının kişisel beğenisine kurban ettiler.
Bunu unutacak mısın Ordu?
Şimdi adın siliniyor… Artık sen yoksun… Ordu diye bir şehir yok…
Gelecekte,
adını yitirdiğin günleri yazmak isteyecek tarihçileri bekle Ordu; asıl
onlar konuşacak. Çünkü biliriz ki adı Hakikat, soyadı Tarih olan tanık
en son konuşur!
Ben
sende doğmadım; ama arşivlerin tozlu raflarında, gazete ve dergilerin
sararmış sayfalarında, unutulmuş anıların izinde seni bilmeye, ruhunu
anlamaya çalıştım, yaklaşık 27 yıldır; yani ömrümün yarıdan fazlasında.
Ve fırsat buldukça seni yazdım.
Ben Ordu’yu yazdım. Artık Ordu yok ki… Bu kenti ve bu kente yazmanın bir anlamı kaldı mı?
İbrahim Dizman | Ordu Kent Gazetesi
http://www.ordukentgazetesi.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder