26 Nisan 2013 Cuma

Biri de çıkıp demiyorki, siz bunlara ne verdiniz?

Bir çekilme davasıdır sürüp gidiyor. 99 yılında yakalanan bebek katiliyle bugün gelinen noktaya bakıldığında durumların içler acısı olduğu apaçık ortada ancak bunu göremeyen işbirlikçiler suskun bir şekilde duruyor. Bu gelinen süreçte en büyük suçlu Türk Medyası'dır. Gerçekleri yazıp göstermek yerine padişah korkusundan yandaş habercilik anlayışıyla tarafsız haberciliğe devam ediyorlar. Açın televizyonları bakın, yapılan haberlerde neler yazılıp, çiziliyor? Biri de çıkıp demiyorki, durup dururken neden çekilsinler? PKK'nın silah bırakması için onlara karşılık olarak ne verdiniz? Sanıyor musunuzki terör durup dururken sonlansın, bitsin.

Benim arkadaşlarım da başta olmak üzere, sözde vatanı için ölen Ey Türk Gençliği'ndeki gençler olan biteni umursamıyor bile. Ben bunlarla uğraşırken, araştırıp okurken de boş işlerle uğraşma diyecek kadar kör olmuşlar.

Murat Karayılan denen katil bugün onlarca haber ajansını ayağına çağırıp Türkiye'nin geleceğiyle ilgili yapılacak adımlar hakkında açıklama yaparken, bizim padişahımız da milli içeceğimizin bira değil ayran olmasıyla ilgilendi. Ve üstü kapalı da olsa yine Atatürk'e O'nun dönemine laf uzattı. Cümlesine, milli içkimizi bira olarak tanıtanlar tek parti iktidarı zamanında bu işe başlamışlardır gibi bir cümle kurarak içindeki Atatürk düşmanlığını yine dile döktü.




Abdullah Öcalan yakalandığında çıktığı mahkeme salonunda yaptığı açıklamada kendi ağzıyla kullanıldım açıklaması yaptı. Türkiye üzerinde uygulanan dış güçlerin oyunlarına düşen sadece iktidardakiler değil, önderlik adı altında birleşip sözde kendi ülkelerini kurma peşinde koşan çoğunluğunu kürtlerin oluşturduğu pkk ve onların alt kollarıdır. Murat Karayılan'dan tutun da BDP adı altında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletvekili ünvanına sahip olan ve Atatürk'ün Meclisi'nde Atatürk'e hakaret eden insanlardır. Amerika başta olmak üzere bir çok ülke Türkiye'nin doğusundaki petrol rezervlerine sahip olmak için aç gözlülüğünü piyonları öne sürerek gösteriyor. 

Bugün ise ülkenin bölünmesi adına gerekli adımlar atıldı. Gelinen noktada kişisel görüşümdür büyük ihtimalle başkanlık sistemi gelecek ve Türkiye Birleşik Devletleri yapısıyla eyalet sistemine bölüneceğiz. Eğer farklı bir planları yoksa yakın bir zamanda Türkiye'nin sınırlarını genişletiyoruz diyerek Irak'ın kuzeyi de sözde Türkiye topraklarıymış gibi gösterip dünya üzerinde Türkiye bölünmüşlüğünü herkese gösterecekler. Zaten şu anda bile Amerika'da ve bir çok ülkede Dünya atlaslarında Türkiye haritasını bulun ve bir bakın. 

Bu ülke Atatürk gibi birinin çıkmasını bekliyor ama Atatürk bile Gençliğe Hitabesi'nde tek umudunun gençlik olduğunu vurguluyordu. Sakın unutmayın arkadaşlar, dağda taşta yaşayan pkklılar durduk yere geri çekilmez, demekki istediklerini aldılar. Ya Allah Bismillah diyerek böldüler. Allah büyük.

11 Nisan 2013 Perşembe

Orduspor A.Ş. İnşaat ve Ticaret Ltd Şti.


Şu anda şirketleşmeyi tamamlamış olarak Süper Lig'de 5, 1.Lig'de 3  takım bulunuyor.  Bunlar; Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Kasımpaşa, Trabzonspor ve Adanaspor, Çaykur Rizespor, Göztepe olarak sıralanmaktadır. Yaptığımız araştırmalar sonucunda, şirketleşme iyi planlanıp, geleceği görme konusunda adımlar atılırak yapılırsa sonucu şirket açısından iyi olan bir sistemdir. Sonucu her ne olursa olsun, bizim de tek istediğimiz daha iyi bir Orduspor'dur fakat bunu şirketleşmeyle yapmayı onaylamıyor ve istemiyoruz.
Bunlardan verebileceğimiz en iyi örnek Bursaspor'dur, Bursaspor A.Ş. değil, Bursaspor Kulübü olarak faaliyetini sürdürmektedir. Ve geçtiğimiz yıllarda yaşadıkları şampiyonlukla da Anadolu Kulüpleri istediği takdirde hedefine ulaşabileceğini kanıtlamıştır.

Bugün alınan karar doğrultusunda Orduspor'un hisselere bölünerek satılması, Orduspor; halka açılıyor adı altında duyurulmaya çalışılmaktadır. Orduspor Anonim Şirketi olduğunda, kulübümüzün hisseleri gerçek halka değil, paranın üstüne oturanlara satılacaktır. Ve bu konuda futbola siyaset bulaştırmamak gerekir. Siyasi parti üyeleri, yakınları ve onların adamları Ordusporumuzdan uzak tutulmalıdır. Gerekirse yol yakınken şirketleşmeden uzaklaşmalı, vazgeçilmelidir.

Orduspor bugüne kadar şerefiyle yaşadı, bugünden sonra da şerefiyle yaşayacaktır. Bu konuya istinaden atılacak bir adımın telafisi ve geri dönüşü olmayacağı gibi, Orduspor'un gerçek sahibi olan taraftarı da yapılacak hatalarla kendinize düşman edebilirsiniz. Şehrimizde yaşayan binlerce taraftarımız, 1. ligdeyken bile 19 Eylül Stadı'nı doldururken, Süper Lig'e çıktığımızda, gün geçtikçe stadımızdaki boş koltuk sayısı artıyorsa bunun sebebi renklere küstürülmüş taraftar değil, Orduspor Kulübü'nün kravatlıları ve onların yaptıklarıdır.

Siirt Jet-Pa, Vanspor, Malatyaspor ve İstanbulspor'da bir zamanlar şirketleşmişti.

Futbol, zengin insanların para uğruna yaptıkları yatırımlar değil, halkın coşkusu, taraftarın haykırmasıdır.

Yakından tanıdığınız Dünya Gazetesi Yazarı Tuğrul Akşar'ın yazısı Sportif AŞ'ler kulüplerin sonu mu olacak?

Ayrıca Adana Demirspor taraftarlarının yazdığı şu yazıyı da okumanız da fayda olacaktır.
Birçok boyutu olan "Şirketleşme" başlığının, ele alınabilecek her boyutunda ben kişisel olarak şirketleşmeye karşıyım. Tartışma boyunca gerek örnekler vererek gerekse temel olarak şirketleşmeye neden karşı durmak gerektiğini kendi bakış açımdan yazmaya çalışacağım. En baştan belirteyim, şuna inanıyorum: ismi FİFA, UEFA, TFF ya da başka herhangi bir şey olsun, şirketleşme mutlak suretle bir gün bize dayatılacaktır. Bu dayatma, futbolu daha da endüstriyel hale getirme amacından başka bir amaç taşımamaktadır. Bu dayatma, en çok bize -taraftarlara- zarar verecektir. Taraftarların, bu dayatmaya karşı direnme gücü vardır. Şirketleşme "olmazsa olmaz" değildir, reddedilebilir. Bunu yapacak güç bizdedir.

İşin tarihsel arka planına ve bir kısım örneklerine göz attığımızda, bir nevi "sihirli değnek"mişcesine algılanan şirketleşmenin aslında "o kadar da süper bir şey olmadığı" daha net ortaya çıkıyor. Şirketleşme ile ilgili en kritik noktalardan biri şirketin halka arz edilip edilmemesi ve borsada işlem görüp görmemesi. Bu koşulları sağlamayan şirketler, bariz bir biçimde "patron şirketi" olmak durumunda...

Şirketleşme ilk olarak İngiltere'de 1983'de Tottenham Hotspur tarafından gerçekleştiriliyor. Bunu, Manchester United takip ediyor. Tarihi bilgilere çok boğulmadan bir özet vereyim;

İngiltere'de Şirketleşme Deneyimleri

Manchester United: 2005 yılında şirket hisselerinin %95'i Amerikalı Malcolm Glazer tarafından satın alınır. Şirketin yeni sahibi, şirketi borsadan çeker. Bu satın almaya tepki duyan Manchester United taraftarları, "FC United of Manchester" adıyla kendi kulüplerini kurarlar, bu kulüp halen İngiltere'de amatör liglerde onurlu mücadelesini sürdürmektedir.

Chelsea: 2003 yılında Roman Abramavich tarafından satın alınır.Şirketin yeni sahibi, şirketi borsadan çeker. Rakip taraftarlar kulüple dalga geçmek için "Chelski" yakıştırmasını dile getirirler.

Leeds United, Bradford City, Bolton Wanderers, Leicester City, Nottingham Forest, Sunderland, Queens Park Rangers ve West Bromwich Albion yine şirketleşmesine rağmen hisselerini borsadan çeken kulüpler olmuştur. Halen İngiltere borsasında işlem görmeye devam eden yalnızca 12 kulüp bulunmaktadır.

İtalya'da Şirketleşme Deneyimleri

Fiorentina Şirketleşmenin ardından iflas ederek küme düşmüştür.

Lazio ve Roma Şirketleşmenin ardından iflasın eşiğine gelmiş, kulüp sahibinin maddi desteği ile durumu kurtarmıştır.

İtalya'da borsada işlem gören sadece 3 kulüp var: Roma, Juventus ve Lazio

Almanya'da Şirketleşme Deneyimleri

Almanya'da şirketleşmenin ardından halka arz edilen tek kulüp Borussia Dordmund olmuştur.

İspanya'da Şirketleşme Deneyimleri

İspanya'da kulüpler, faaliyetlerini dernek statüsünde devam ettirmektedir. Şirketleşen kulüp bulunmamaktadır.

Fransa'da Şirketleşme Deneyimleri

Şirketleşen kulüpler olmakla beraber halka arz edilen kulüp bulunmamaktadır.

Tüm bu bilgiler ışığında ben maalesef "şirketleşme halka daha yakın bir kulüp ortaya çıkarır" diyebileceğim bir örneğe varamıyorum. İspanya gibi bir ligde dahi tercih edilmeyen, diğer bir çok ülkede ise halka (taraftara) ulaşma anlamında başarısız olan bir şirketleşme kime yarar sağlayacak sorusu ortada duruyor...

Sihirli değnek, gerçekten sihirli mi? Bu işten kimler kar ediyor? İyi etüt etmemiz lazım...

Orduspor ne zamanki Orduspor A.Ş. olarak şirketleşmeye başlarsa zihnimde, beynimde ve kalbimde olan sevgimi artık sadece kalbimde yaşarım.