2 Haziran 2012 Cumartesi

Kumbaşı'na Sessiz Kalanlara Sitemimdir.


Solcuların ülkedeki konumunu ve işleyişini ele aldığımızda ne kadar geç kalınmışlığını sizler de göreceksiniz. Siyasi görüş meselesi değil bu, yapımız bu birşeyleri değiştirmek için sürekli geç kalıyoruz. Yapmamız gerekeni zamanında yapmadığımız için "atı alan üsküdarı geçti" diyerek iç çekiyoruz çoğu zaman.


Suç aslında onlar da değilki, bizleri "ötekiler" olarak nitelendiren ve bizim de hoşumuza giden bu tabire uyan insanlarda. Suç ötekilerde yoldaşlar. Kumbaşı'ndaki doğayı yok etme adına yapılan herşeye göz yuman, direnişe geçeceği yerde yerinde sayıklayan solcularda.

Bizler sesimizi çıkarmadığımız için, onlar birbirlerinin söylediklerini iyi duyuyor, anlıyor, uyguluyor, satıyor, kazanıyor.

Peki sizce halkın o kadar tepkisi olmasına rağmen bu doğa katillerine neden sessiz kaldılar hiç düşündünüz mü? Düşünemezsinizki, düşünürseniz tutuklanma ihtimaliniz var bu ülkenin geçmiş yıllarını göze alırsak. Her neyse...

Kumbaşı'ndaki halk plajının bu halde olması sessiz kalanların çıkarınadır. Onların sermayesiyle doğru orantıda büyüyen büyük insanların (!) büyük yatırımlarıdır. Onlar için Ordu'nun, doğanın, denizin, taşın toprağın, Karadeniz'in bir önemi yoktur. Onlar bu işten sağladıkları çıkarları, şifreli çelik kasalarına giren paraları düşünürler. Siz de oradan her geçmenizde "yazıklar olsun" demekle yetinirsiniz. Olsun, Cumhuriyet Mahallesi'ndeki oturan insanın umrunda olur mu orası? Ya da ne bileyim Yenimahalle sakinlerini neden ilgilendirsin ki kumbaşı? Orada oturan insanların Kumbaşı ile ne işi olur. Kırk yılda bir denize giderler belki, orası pislikten yüzülmez hale gelirse Efirli'ye giderler, Gülyalı'ya giderler.

Tabi Kumbaşı'nın dışında yaşayan insanlara çocukları bir gün, buralara bunların yapılmasına neden izin verdiniz? diye sorduklarında ise boyunlarını yere eğerler. İş işten geçmiştir çünkü. Doğanın bozulmasına nasıl göz yumdun baba, anne, dede, amca dediklerinde onlara söylemeniz gereken mantıklı bir cevabınız olmalı. Yoksa yaşadığınız bu topraklar, bu şehir, boztepe, efirli, kumbaşı, fındık bahçeleri, caddeler, sahilimiz bunun hesabını size sorar.

Asla yaşadığınız şehire ve onunn size sunduğu güzelliklere ihanet etmeyin.

Ordu'ya aşık bir gençten; büyüklerime, sessiz kalanlara, yaşıtlarıma ve direnmeyen insanlara ince bir sitemimdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder